öpücük, buse, şekerleme, öpme
{
kiss
}
öpme, yaslanma, dayanma
{
osculation
}
selam, selamlama, selâm durma, öpüşmek...
{
salute
}
öpmek, dokunmak, değmek
{
kiss
}
öpmek, dayanmak, ilgisi olmak, ortak...
{
osculate
}
otobüsle taşımak
{
Bus
}
öpmek
{
buss
}
ağızlık takmak, ağzını bağlamak
{
muzzle
}
Wordt vertaald, even geduld aub..
